Son dakika… Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan G-20 dönüşü önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan Roma’daki G20 zirvesinden dönüşte uçakta gazetecilere konuştu. Biden ile görüşmesine ilişkin Erdoğan, “Biden’la F-16 tedarikini görüşme ettik, kendilerinden olumsuz yaklaşım görmedim. İlişkileri ilgilendiren bu hassas konuyu neticelendirmeyi umuyoruz.” dedi.

Erdoğan görüşmeye ilişkin “Biden’la Afganistan, Suriye, Libya ve D. Akdeniz konularındaki meslek birliğinin yanı sıra hesaplı ilişkilerimizi de daha yoğun devam ettirme kararı aldık” diye ekledi.

Olası sınır ötesi operasyona ilişkin de konuşan Erdoğan “Yapılması gerektiği zamanda natürel fakat yapılır. Ondan geri adım atılmaz” dedi.

Glasgow’daki iklim zirvesine katılmama kararına ilişkin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan “Taleplerimiz yerine getirilmeyince Glasgow’a gitmekten vazgeçtik. Bu yalnızca kendi güvenliğimizle ilgili değil, ülkemizin itibarıyla da ilgili bir meseleydi” dedi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirveye ilişkin genel değerlendirmesi, sorulan sorular ve yanıtları:

G20 Roma Zirvesini hamdolsun başarıyla tamamladık. Roma’da iki gün boyunca “İnsanlar, Gezegen ve Huzur” başlıca teması etrafında bereketli toplantılar yaptık. Yıl baştan başa yapılan çalışmaları gözden geçirdik. Zirve zarfında, küresel ekonomik gelişmeleri ele aldık.

Sağlık Durumu boyutuyla mücadelede önemli mesafe aldığımız salgının negatif ekonomik etkileri halen devam ediyor. Özellikle emtia fiyatları ve borçluluk oranlarının ciddi oranda yükseldiğini görüyoruz. Küresel enflasyon baskısı da aynı şekilde artan bir şekilde artıyor. Bu çerçevede ekonomilerimizin dayanıklılığını artmak nedeniyle ne gibi önlemler alabileceğimizi değerlendirdik. Küresel enflasyonla mücadelede meslek birliğinin önemine değindik.

Hem, koronavirüs salgınının küresel sağlık sistemine olan etkileri üstünde fikir alışverişinde bulunduk. Aşı meselesinde süregiden adaletsizliğin ve ayrımcılığın önlenmesi gerektiğini vurguladık. Şu an klinik deneyleri yapılan TÜRKOVAC aşımızı, onaylanınca, milletimizle birlikte insanlığın da istifadesine sunacağımızı ifade ettik.

G20 Zirvesinin başlıca başlıklarından biri de “İklim ve Çevre” idi. İklim değişikliğiyle mücadelede üzerimize düşeni yaparak Paris Anlaşmasını onayladığımızın şahsen altını çizdim. Bu konuda öncü ve proaktif bir rol üstlenmeye hazırlanmış olduğumuzu muhataplarımızın dikkatine getirdim.
Zirve vesilesiyle, konut sahibi İtalya Başbakanı Sayın Draghi, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Sayın Von Der Leyen, Hollanda Başbakanı Sayın Rutte, önümüzdeki G20’nin ev sahibi Endonezya Cumhurbaşkanı Sayın Widodo, Amerikan Başkanı Sayın Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Sayın Michel, Almanya Şansölyesi Sayın Merkel ile bir araya geldik. Tabi aday Şansölye ile de görüştük, hatta ikisi beraber geldiler. Tekrar zirve esnasında farklı ülkelerden katılımcılarla görüşmelerimiz oldu.

Ziyaretim boyunca gerçekleştirdiğimiz istişarelerin ve ortaya koyduğumuz görüşlerin uğurlu sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum.

BIDEN İLE G-20 ZİRVESİ’NDEKİ MÜLÂKAT

ABD Başkanı Sayın Biden ile görüşmenizin genel hatlarını neler oluşturdu? Görüşmelerden önce Amerikan tarafının Reuters kanalıyla bir mesajı vardı, Biden cenahlarından Türkiye’ye bir şekilde tansiyonun düşürülmesi konusunda telkinlerde bulunulacağı şeklinde. Oysa sonradan her iki taraftan da görüşmenin fazla olumlu geçtiği yönünde açıklamalar oldu. Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğine dair değerlendirmeleriniz nelerdir?

Sayın Biden ile samimi ve yapıcı havada bir toplantı yaptık. Toplantıda Mevlüt Bey, İbrahim Bey ve Hakan Bey benimle birlikteydiler. Kendisinin yanına da Dışişleri Bakanı ile güvenlik ve istihbarattan sorumluluk sahibi isimler vardı. Toplantıyı gayet olumlu bir havada devam ettirdik. Afganistan, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz konularında iş birliğimizi güçlendirmenin yanı sıra özellikle de ekonomik ilişkilerimizi fazla daha yoğun bir şekilde devam ettirme kararı aldık. Bunun için de arkadaşlarımıza gerekli talimatları verdik. Derhal Define ve Maliye Bakanlarımıza muhataplarıyla çok daha sık görüşmelerini söyledik. Böylece inşallah ekonomide ikili ticaret hacminde 100 milyar dolar hedefimize ulaşırız ve bu yolda yürürüz. Bağlı NATO ittifakı ve stratejik ortaklık bağlamında atılacak adımları da istişare etme fırsatını bulduk. Hepsinden öte yan bizim bu F-35 konumuz var. Malum bizim 1 milyar 400 milyon dolarlık yaptığımız bir ödeme var. Bununla ilgili olarak da F-16 tedarikini müzakere ettik. Bu konuda da kendilerinden negatif bir girişim görmedim. Tam tersine yeniden bununla ilgili de Savunma Bakanlarımız birbiriyle görüşecekleri gibi Dışişleri Bakanlarımız da muhataplarıyla görüşerek inşallah iki ülke ilişkilerini ilgilendiren bu hassas konuyu da neticelendirmeyi umuyoruz. Biden “Fazla kısa zamanda netice alamayabiliriz. Biliyorsunuz iki farklı bölümden, Temsilciler Meclisi ve Senato’dan geçiyor. Malum, şart 50-50 lakin ben elimden geleni yapacağım” dedi. Ben de kendisine “Bunu başarabileceğinize inanıyorum ve bu konuda şu anda ağırlığın sizde olduğunu görüyorum” dedim. İnşallah Savunma Bakanlarımız da birbirleriyle görüşmeleri devam ettirecekler. Bugünkü toplantıya katılan arkadaşlarımızın bu işi yakın markajda tutmasıyla inşallah bunu nihayetlendirirsek, burada iki tane kayda değer başlığımız olacak; biri miktar, biri de elimizdeki F-16’ların modernizasyonu. Bunların da o arada inşallah yapılma durumu söz konusu olacak.

bir de kendisine Daha Adaletli Bir Dünya Olası kitabınızı takdim ettiniz bildiğimiz kadarıyla. Türkiye’nin Yeşil Yeniden Yapılanma Devrimi çalışması da vardı. Bu ikisiyle ilgili geri dönüşleri neler oldu?

Lüzum benim “Daha Adaletli Bir Dünya Mümkün” kitabımı gerekse “Türkiye’nin Yeşil Yeniden Yapılanma Devrimi” kitabını Sayın Biden’a hediye ettim. “Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi” kitabında benim bir ibraz yazım bulunuyor. Biden’a “Biliyorsun ben de çevreciyim” dedim. Biz bu kitapları verince o da “Ben de size kendi kitabımı ibraz edeceğim” dedi. Onun da ölüm eden oğlu hakkında yazdığı bir kitabı var.

BM Zirvesi sonrası selefleriyle mukayese edip Biden için “Kendisiyle iyi başladık diyemem” demiştiniz. Bu sefer bu görüşmeden sonradan bu kanaatiniz değişti mi?

Ast şartlar atmosfere göre değişiyor. BM esnasında farklı beklentilerimiz vardı. O ayrı beklentiler olmayınca olay azıcık daha öbür bir duruma dürüst gitti. O gelişme farklıydı. Bu röportaj için medya da “20 dakikalık bir görüşme olacak” diyordu. Bizim mülâkat 1 saat 10 dakika sürdü. Medyanın bizimle nasıl uğraştığını anlayın. Yani kendilerince “kabul etmeyecek, görüşmeyecek” de derler, 20 dakikaya da indirirler! Fakat bizim mülâkat 1 saat 10 dakika sürdü. O sürede de protokol kesintisiz geldi gitti, geldi gitti, onlara bir iki kere kaş göz yaptı. En sonunda da bir yerde bundan böyle görüşmeler vardı, bir taraftan da buluşma başlamıştı, anında onlara gitmek zorunda olduğumuz için öteki programlara aşmak durumunda kaldık. Onun için BM Genel Kurulunun olduğu dönemden bu yanlamasına ayrı bir sürecimiz oldu. Şimdi bağlı bizim Türkevi tam BM’nin çapraz karşı. İnşallah gün ola harman ola. Konuk ederiz, orada da görüşmemizi yapabiliriz, o da olur. Niye olmasın. Keza emniyet, savunma, ticaret, terörle mücadele ve yöresel konular ilk olarak olmak üzere aramızdaki tüm konularla ilgili karşılıklı bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldık, anlaştık. İnşallah bu konuları da ilgili arkadaşlarımız kişisel olarak yürütecekler.

Anladığımız kadarıyla son derece sıcak ve arkadaş canlısı bir röportaj olmuş lakin öte yandan dahası Amerika’nın bugüne kadar açık açık PKK/YPG’ye verdiği yardım var. Silah eğitimi devam ederken Türkiye’nin onca uyarısına rağmen tatbikat yapmaya değin gitti işler. Sizin bu konuda aslında fazla açık ve net bir mesajınız vardı. Sorumluluklar karşılanmadığı sürece her lahza bir işlem sinyali verdiniz, “Icabında operasyon yaparız bu bölgede” dediniz. Biden ile bu görüşmede de, buradaki basın toplantısında üzüntünüzü dile getirdiğinizi belirttiniz ve yeni bir sürecin bundan sonradan başlayacağını söylediniz. Bu yeni süreçten ne bekliyoruz ve bundan sonraki işlem Türkiye’nin işlem ihtimalini nasıl etkiler?

Operasyonun yapılması gerektiği zamanda bağlı fakat operasyon yapılır. Ondan geri adım atılmaz. bir defa terör örgütleriyle olan mücadelemizden bizim asla sarfınazar etmemiz olası değildir. Eğer karşımızda bir terör örgütü olan PKK/PYD/YPG varsa, ne gerekiyorsa biz bunu yaparız. Bundan da taviz vermeyiz. Bunu zaten biz kendilerine her zaman söyledik ve söylüyoruz. Bundan sonraki süreçte de NATO’da müttefiksek, NATO müttefiki olarak bizim ittifak halinde olduğumuz ortağımızın böyle bir şeye tevessül etmemesi gerekir. Yeniden aynı şekilde bundan sonraki süreçte de Türkiye’nin temel önceliklerinden olan bu meselede beraber çalışmamız gerektiği hususunda bugün de mutabakata vardık. Orada da kendilerinin negatif bir yaklaşımı olmadı.

İTALYA BAŞBAKANI DRAGHİ’NİN AÇIKLAMALARI SONRASI RÖPORTAJ

İtalya Başbakanı Draghi’yi kabul edişinizi sormak istiyorum. Özellikle Nisan ayında Draghi’nin atanmış bir başbakan olarak, tekrar tekrar seçilmiş bir Cumhurbaşkanına karşısında kullandığı bir açıklama vardı. Bu Türkiye’de haliyle büyük bir tepki fark etti. İtalya medyasında da sizin İtalya’ya gelmiş olmanızın ve bu kabulün bir telafi beklentisi oluştuğuna karşın haberler çıktı. Draghi’nin kanımca bu hasarlı durumu telafi olabilmek için nasıl bir yaklaşımı oldu, bu konu hiç geçti mi, aranızda nasıl bir ilişki oluştu?

Biz İtalya ile Berlusconi döneminden itibaren çok güzel, başarılı işler yaptık. Savunma sanayiinde de o dönemde çok ciddi bir adım atarak bu Saldırı helikopterlerimizi biz İtalya ile anlaşarak aldık. Onlarla buna başladık. Bilhassa Hücum helikopterlerinde herif çok fakat bizim tek sıkıntımız, bu Rolls-Royce noktasında gerekli olan motoru istediğimiz miktarda tedarik edemediğimiz için ihracatında maalesef çok fazla başarılı olamıyoruz. Atak helikopterlerinde elimizde bol miktarda Rolls-Royce motor olsa biz önemli manada ihracat yaparız. Bu dönemde inşallah burayla adımları baştan başlatıp atarken, onların motor teminini sağlamalarıyla biz Saldırı helikopter talebini karşıladığımız süre savunma sanayiinde ciddi manada bir sıçrama daha yapmış oluruz. Olay yalnızca İHA, SİHA, Akıncı’da kalmaz. bununla beraber Hücum helikopterleriyle de dünyada bambaşka bir yere geliriz. başkaca da ben Biden’ın buraya ayrı girişim göstermediğini, onun da olumlu bir yaklaşma ya da beklenti içerisinde olduğunu görüyorum. Temennim odur oysa inşallah en kısa zamanda bu süreci başarılı bir şekilde sürdürürüz.

FRANSA CUMHURBAŞKANI MACRON İLE RÖPORTAJ

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la görüşmenizin detaylarını da merak ediyoruz. Nasıl bir atmosferde geçti, hangi konular üzerinde duruldu? Görüşmenizin ikili ilişkilere etkisiyle ilgili değerlendirmeleriniz neler olur?

Macron ile olan görüşmemizde 5-6 ana başlık vardı. Bunların merkezinde alt Libya vardı. Libya ile ilgili Berlin Konferansının bir benzerini Paris’te yapmak istiyor. Bu bir yerde durumdan vazife çıkarmak gibi oluyor. Bizim oraya ısrarla benzeşen başkan olarak gelmemizi istiyor. Dedim oysa “Berlin’de zaten biz bu konferansı yaptık. Kaldı ama buraya bir takım davetleriniz var; mesela Yunanistan, örneğin İsrail, örneğin Kıbrıs Rum kesimi… Bunların katılacağı bir Paris Konferansına biz katılamayız.” Durdu ve “Bir egzersiz yaptırsak bunun üstünde, özel temsilciler belirlesek” dedi. Ben de “Şartımız bu, bir defa bunlar olmayacak. Eğer Yunanistan buraya gelecekse özel vekil falan da göndermeye lüzum değil. Burada çok ısrarcı durumundaysanız özel temsilcileriniz kim, bunları da görelim lakin burada Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Rum kesimi olacak olursa bunu zaten yapamayız” dedim. Birincisi bu. Şu Anda o da isimler verecek, biz de isimler vereceğiz, arkadaşlar aralarında röportaj yapacaklar. Lakin ast bu şartlarımız yerine gelmedikten daha sonra olmaz.
Bir öteki konu Afganistan meselesi. Afganistan ile ilgili de malum, askerimizi çektik, askerimiz bundan böyle orada değil. Bağlı bunların sıkıntıları var; orada ara sıra Fransızlar olabilir, bunların oradan alınması gibi… Dedik oysa biz şu anda Katar’la çalışıyoruz, bir gayretimiz var ve bizim Afganistan’da Afganistan halkını yalnız teslim etmek gibi bir düşüncemiz yok.

Ondan sonra güney Kafkasları gündeme getirdi. Dedik oysa biz geçen hafta oradaydık ve güney Kafkaslar’da da hemen atılan olumlu adımlar var ve bu olumlu adımları da Sayın İlham Aliyev kardeşimiz istikrarlı bir şekilde devam etmek istiyor. Hatta Paşinyan’la da görüşmesi oldu. Bu görüşmede de bölgede 6’lı bir platform oluşturalım konusu gündeme geldi. Rusya, Azerbaycan, Türkiye, İran, Gürcistan ve bunun yanına bundan başka Ermenistan, eğer tümü de kabul ederse burada bir uzlaştırma platformu oluşturmuş oluruz. Bizim derdimiz, bu da olursa isabetli olur.

Macron’la görüşmemizde Libya ile ilgili konuda bizim askerlerimizin eğitmen olarak ve Libya’nın ulusal hükümeti ile anlaşmalı şekilde orada bulunduğunu da bir kez daha açıklama ettim.

Yunanistan ve Fransa aralarında yapılan uzlaşma gereğince Yunanistan Fransa’dan Rafale uçak alıyor, fırkateynler alıyor. dahası olası çatışma durumunda belirlenmiş açılardan Yunanistan ile beraber etme yönünde bir uzlaşma gerçekleştirdiler. Bu tablo Doğu Akdeniz ve Ege’deki jeostratejik dengeyi ne yönde etkileyebilir?

Sayın Biden’a da Macron’a da bu konuyu söyledik. Dedik ancak bu Dedeağaç olayı nedir? Burada böyle bir üssün kurulması bizi, halkımızı önemli manada rahatsız ediyor. Bununla ilgili olarak da Macron sahiplenemedi ve Rafale ile ilgili de “Onların parası var” dedi. Dedim oysa “Bak seni aldatıyorlar. Bunların parası falan değil. Yalnızca Batı’ya 400 milyar avro borcu olduğunu biliyorum.” “Paraları var” dedi. Her şey para! Yan üstelik üs meselesi var. Lakin bu gelişmelerle ilgili bizim tüm derdimiz Türkiye olarak biz kuvvetli olacağız.

S-400 KRİZİ

Dünyada tek S-400’ü olan ülke biz değiliz. Hindistan da aldı. Aralık ayında da teslim alacaklar. Lakin Amerika’nın tüm etkin dergileri, Amerikan senatosundan üyeler, “Aman Hindistan’a S-400 yaptırımı uygulamayalım” diyorlar. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı da “Dışişleri ile Başkan Biden karar verir, yaptırım uygulanmayabilir Hindistan’a” diyor. bir de F-16’nın en üstteki modelinin bir sözde F-21 diye bir fabrika kurdu Lockheed Martin Hindistan’da. S-400 yüzünden Türkiye’ye F-16’yı verip vermemeyi kongrede tartışırken, Hindistan’a yaklaşımları bu şekilde. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben Roma’daki görüşmemizden sonradan böyle bir şeyin olmadığını görüyorum. derhal gerek Dışişleri Bakanımız gerek Savunma Bakanımız muhataplarıyla yapacakları görüşmelerle bu işi neticelendirirler ve biz de kendisiyle keza yapacağımız görüşmelerle işi yakın takibe alırız. Alt Hindistan meselesi önemli. Çünkü Hindistan NATO’da yok ama Türkiye NATO’da, senin ortağın. Dolayısıyla NATO’daki ortağınla böyle bir şeye girmiyorsun, NATO’da olmayan Hindistan’la böyle bir adım atmaya kalkıyorsun. Bu bağlı bizi üzer.

G-20 sonuçlarıyla ilgili sormak istiyorum. Aşı milliyetçiliği konusunu basın toplantısında dile getirdiniz. Putin de bu nedenle Batı’yı suçladı. Batı’yı uluslararası aşı kampanyalarını etkilemekle, engellemekle ve Rus aşısını gündeme almayarak rekabeti engellemekle suçlayan bir izah etme yaptı. Bu konu, bir takım aşıların kabul edilip bazı aşıların reddedilmesi konusu zirvede nasıl ele alındı? Bir diğeri İtalya Başbakanı Draghi’nin açılış konuşmasında söylediği fakir ülkelerin aşıya erişmesi yüzde 3 gibi fazla düşük bir oranda ve bir yıl içinde yüzde 70 aşama kaydedilmesi gerekiyor ama pandemiyle savaşılabilsin. Bu konuda gündem ne oldu? Sizin görüşlerinizi elde etmek istiyorum. “Bir grup kurulmasını önereceğim” demiştiniz. Bunu kapsıyor mu? Avrupa’nın, G-20 ülkelerinin vaat ettikleri küresel iklim değişikliğiyle mücadele için bir para var. 100 milyar dolar gibi bir parayı emisyon hacmini, sera gazı etkisini eksilmek için vermeyi taahhüt ettiler. 2025’e kadar bu taahhütlerini yerine getirmeleri gerekiyor. Bu konu ne çerçevede dile geldi? diğer taraftan dijital küresel milletlerarası şirketlere aidat meselesi raporda vardı, bu konularla ilgili fikirlerinizi almak isteriz?

Aşı konusunda biz şimdi bir iddiayla ortadayız. Bizim iddiamız TÜRKOVAC ve biz TÜRKOVAC’ta inşallah bu yıl sonuna kadar üretime bütün manasıyla geçtiğimizde burada herhangi bir kıskançlık yapmadan bunu dünya ile paylaşacağız. Dünya ile bunu paylaşırken de az kalsın “Siz yapmadınız ama biz yapıyoruz” mesajı vereceğiz. Bu yaklaşımımızı çok kısa zamanda ürettiğimiz elektronik solunum cihazlarında da gösterdik. O solunum cihazlarını üretmeye başladığımız andan itibaren buna sahip olmayan Afrika ülkeleri ilk olarak olmak üzere birçok ülkeye gönderdik. Bunu da yaparken hasbi yaptık, hesabi yapmadık. Benzer şekilde biz yurt dışına önemli manada oksijen tüpü de gönderdik. Tüm bunlar gerçekten o anlarda çok koskocoman tartı talep etti. Alt TÜRKOVAC süratli üretime girdikten sonradan biz inşallah dünyada dengeleri biraz değiştiririz.

Küresel iklim değişikliğiyle uğraş için finansal vaat konusuna gelince, verilen sözler gerçekten büyük. Mali noktada olmaktan öte özellikle Afrika ülkelerine yönelik fazla önemli bir destek olmadı. Merkel’in Afrika ülkelerine karşın olumlu bir çıkışı vardı, “Oralara belirlenmiş destekler verilmelidir” diye. Afrika ülkeleriyle ilgili en can tip destek ve kasıt bizden oluyor. Türkiye olarak biz bu süreç içerisinde de her türlü desteğimizi Afrika ülkelerine verdik. Onları kendi başlarına bırakmadık. Aşı da verdik. Biz kendimiz az önce üretmedik lakin kendimize aldığımız aşılardan Afrika ülkelerine önemli manada gönderdik. Özellikle solunum cihazları da gönderdik.

ALMANYA’NIN YENİ MUHTEMEL BAŞBAKANI İLE GÖRÜŞMELER VE GELECEKTEKİ İLİŞKİLER

Müstakbel Almanya Başbakanı’nı nasıl buldunuz? Türkiye’nin önemi konusunda bilgilendirilmiş mi? SPD Yeşiller’le müşterek olması laf konusu, oradan Türkiye’ye yönelik ara sıra ilginç mesajlar gelebiliyordu. Nasıl buldunuz Başbakan adayını?

Sayın Scholz, bana göre sempatik biri. Şunu da unutmayalım ama Alman yönetiminde bakanlık yaptı. Yani dıştan gelen birisi değil. Fiilen bize de yabancı değil. Yani SPD’nin içinde olan birisi ve iki taraflı dostlarımız var. Zannediyorum biz çok pozitif acayiplik çekmeyeceğiz. O da tuhaflık çekmeyecek. İnşallah Kasım-Aralık gibi de hükümeti kuracaklarını söylüyor. Ben güveniyorum.

Son zamanlarda Balkanlar’da endişe verici bir gerilim tırmanıyor. Bilhassa Sırp lider Dodik’in açıklamaları korkutucu. Bu hususta değerlendirmeleriniz nelerdir?

Balkanlarda, Bosna-Hersek’te zorluklarla tesis edilen barışma ve rahatlık ortamını muhafaza etmek fazla manâlı. Türk halkının gönlünde de ikili ilişkilerimizde de burasının bambaşka bir yeri vardır. Biz defalarca buradaki kardeş ülkelerin yanındayız. Temenni ederiz fakat bundan sonradan da uzlaştırma, kolaylık ve güven ortamının devamı istikametinde hareket edilir. Biz bundan sonra da bu sürece yardım olmayı sürdüreceğiz.

GLASGOW’DAKİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ZİRVESİ’NE KATILMAMA KARARI

İskoçya’ya niçin gitmediniz?

Glasgow’da düzenlenen Birleşik Milletler İklim Değişikliği konulu Liderler Zirvesi için istek ettiğimiz güvenlik protokolü standartları vardı. Bunlar milletlerarası bütün ziyaretlerimizde bize ve diğer tüm liderlere defalarca uygulanan protokoldeki standartlardı. Ancak bize bunların son anda karşılanamayacağı söylendi. sonra bizim geri çevrilen talebimizdeki standartların başka bir ülke için istisnai olarak sağlanabildiğini öğrendik. Bu diplomatik teamüllere de uymuyordu. Bunu kabul edemezdik. İlgili birimlerimiz net bir duruşla görüşmelerini sürdürdü. Sağ olsun Boris Johnson da süreçle ilgilendi. İlk ilk olarak sorununun çözüldüğünü ifade etti. Lakin son anda bize geri dönüp İskoçya tarafının güçlük çıkardığını söyledi Taleplerimiz yerine getirilmeyince biz de Glasgow’a gitmekten vazgeçtik. Nihayetinde bu yalnızca kendi güvenliğimizle ilgili değil, ülkemizin itibarıyla da ilgili bir meseleydi. Biz milletimizin itibarını korumakla mükellefiz. Hiçbir yerde ülkemizin saygınlığına, izzetine halel gelmesine müsaade etmeyiz. Daha adil bir dünyayı oysa eşitlikçi bir yaklaşımla kurabileceğimizi de böylece bir kere daha göstermiş olduk.
 

SMM Panel PDF Kitap indir Viski Fiyatları Geçici Mail yks pdf indir antrenmanlarla matematik 1 pdf serway fizik 1 pdf ales çıkmış sorular pdf ilahi sözleri 1984 pdf türkçe pdf minecraft premium satın al ilahi sözleri Selçuk Sport Apk İndir