
Sancı Dağı’nın batı kısmında yer alan Doğubayazıt Sazlıkları ile bölgedeki Saz ve Gölyüzü gölleri, fazla sayıda kuş türüne ev sahipliği yapıyor.
Ağrı Dağı Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan ve kuşların göç yolunda olması dolayısıyla endemik kuş türlerinin de barındığı sulak alan, el değmemiş doğasıyla “kuş cenneti” olarak biliniyor.

İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyeleri, son yıllarda yaşanan kuraklık ve iklim değişikliğinin etkisiyle ilgili bu bölgede araştırma yaptı.

ABD Yerbilim Araştırmaları Kurumunca hazırlanan uydu verilerinden yararlanan öğretim üyeleri, sazlıkların olduğu bölgenin 2000 yılından bugüne kadarki değişimini inceledi.
Uydudan elde edilen fotoğrafları karşılaştırarak bölgeyi inceleyen öğretim üyeleri, zaman zaman sazlıkların olduğu alana gelerek yaptıkları saha gözlemleriyle uydu verilerini karşılaştırıp durum analizi yaptı.

İnceleme ve analizler sonucu, sazlıkların ve bataklık alanların son 21 yılda yüzde 30’a yakın küçüldüğü saptandı.
Öğretim üyeleri, suların çekildiği, göllerin küçüldüğü ve bataklıkların kuruduğu sazlığı öğrencileriyle inceledi.

Coğrafya Birim Başkanı Doç. Dr. Alperen Kayserili, sazlıkların gözle görülür derecede küçüldüğünü anlatarak, “Sazlıklarda keza doğal ayrıca de beşeri sebeplerle büyükçe küçülme söz konusu. Sulardaki çekilmenin geri dönüşü olarak da maalesef keza göller küçülmekte keza de sazlık alanlar yavaş yavaş bu özelliklerini kaybetmektedir. Sulak arazi yavaş yavaş kuru toprak haline dönüşmektedir. Bu da bir çevre felaketi ve doğal güzelliğin kaybı olarak dikkatimizi çekmektedir. Bu değerlerin sürdürülebilirliğini koruyabildiğimiz sürece burayı gelecek nesillere servet olarak bırakabiliriz” dedi.

Kayserili, bölgedeki su kaynaklarının su kanallarına aktarılarak tarım alanlarında kullanılmaya çalışıldığını ve bu durumun göllerin beslenmiş olduğu su miktarının azalmasına niçin olduğunu söyledi.

Doğubayazıt Sazlıkları’nın Balık Gölü’nden, yer altından gelen sularla beslendiğine dikkat çeken Kayserili, şöyle konuştu:

“Bilhassa Doğubayazıt’ın içme suyunun bir kısmının buralardan yer altı suyu kanalları vasıtasıyla şehre içten aktarılmış olması buranın su kaynaklarının negatif şekilde etkilenmesine sebep oluyor. Su kaynaklarının azalmasıyla şimdi üzerinde yürüdüğümüz toprakların maalesef kuru toprak haline gelmesine sebep oldu. Üstünde yürüdüğümüz alanın sular içerisinde kalması gerekiyordu. Bu şart maalesef göllerin ve sazlıkların küçüldüğünü ve burada doğal hayatın tahrip edildiğini gözler önüne seren en manâlı kanıtlar aralarında kabul ediliyor. Kuş bilimcilerce bu sazlık alanda takriben 100 kuş türünün olduğundan bahsediliyor.”

Alperen Kayserili, kuş sürülerinin manâlı bir kısmının sazlık bölge küçüldükçe burayı göç yolu olmaktan çıkarıp ayrı alternatif sulak alanlar aramaya başladığını anlattı.

Uydu fotoğraflarında son 21 yılda sazlık alanın küçülmesi ve parçalanan göllerin durumunun çok net görüldüğünü söyleyen Kayserili, “2000 yılındaki sazlık ve bataklık arazilerin oranıyla 21 yıl sonraki sazlık ve bataklık arazilerinin oranları aralarında da büyük değişiklik olduğunu uydu görüntüleriyle elde ettiğimiz haritalardan rahatlıkla görebilmekteyiz. Bu küçülme eğer devam edecek olursa maalesef buraların sulak alan özelliğinin kaybedilmesi tehlikesiyle karşısında karşıyayız.

Bu sulak alanları bilinçsiz kullanım sonucunda malesef yok ettik. Elde ettiğimiz iklim verilerinde yağış oranlarında bir azalmanın olduğu görülüyor. Bu da yer altı ve yer üstü sularında bir azalmaya niçin olmaktadır” dedi.